ZİHNİ DERİN
1880 - 1965
Zihni Derin, Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi öğretmenlerinden Ali Rıza Bey’in 1917’de Batum’da yaptığı inceleme sonucu yazdığı raporu okudu. Raporda, çayın Rize civarında yetiştirilmesinin mümkün olduğu ifade edilmişti. Zihni Derin, bu raporu Rize’deki komisyona okudu ve uygulamayı başlatmak üzere bir fidanlık kurulması kararlaştırıldı.
1923 yılında çay ve narenciye fidanlığı kurmak üzere Rize’ye gönderilen Zihni Derin, hazineye ait eski adı “Garal Dağı” olan, bugün Ziraat Botanik Bahçesi diye adlandırılan arazide, Batum’dan getirtmiş olduğu Rus bahçıvan Emil Vlakov ile çalışmalarına başladı. Mandalina, portakal, greyfurt, limon, ağaçkavunu, bambu ve çay fidanları yetiştirildi. Hatta 1924 yılında Zihni Derin tarafından Batum’dan getirilen, günümüzde halen varlığını koruyan mimoza gibi süs bitkileri de yetiştirildi.
Zihni Derin, çalışmalar sonucunda bölgenin iklim yapısının çay yetiştirmeye uygun olduğu görüşüne vardı. Batum’dan fidan getirip halka dağıtma girişiminde bulundu ancak yeterli ilgi görmeyince Ankara’daki görevinin başına döndü ve bir yasa teklifi hazırladı. Tasarı, o dönemin Rize Mebuslarının desteğiyle 6 Şubat 1924 tarih ve 407 sayıyla kanunlaştı. Kanun, Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında; Fındık, Portakal, Limon, Mandalina, Çay Yetiştirilmesi Hakkındaki Kanun adıyla yürürlüğe girdi. 1940 senesinde çıkarılan kanunla çay üreticilerine maddi kolaylıklar getirildi ve üretilen çayların devlet tarafından satın alınacağı garantisi verildi. Bu tedbir ve teşvikler üzerine, özellikle de Zihni Derin’in gayretleriyle yöre halkı çay üretimine yöneldi ve Doğu Karadeniz Bölgesinde çay tarımı yaygınlaştı.
Hayatta iken gayret ve özenli çalışmalarının meyvesini gören Zihni Derin, 1945 yılında emekli oldu ancak bakanlık organizatörü olarak çay tarımıyla ilgili çalışmalarını sürdürdü.
Zihni Derin, 25 Ağustos 1965’te Ankara’da hayatını kaybetti. Milli değerlerine bağlı, azim ve kararlılık sahibi, sabırlı ve çalışkan olan bu önemli zat, Türkiye’de çay ziraatının yerleşmesinde büyük hizmetleri olan bir insandır. Kendisini şükran ve rahmetle anıyoruz. Onunla beraber çay ziraatında çalışmış ve emeği geçmiş kişilere müteşekkiriz.
Statüsü olmayan tek içecek çaydır. Zengin, fakir, işçi, patron, memur, hoca, öğrenci ayrımı gözetmez. Yediden yetmişe her kesime hitap eder ve yakınlaştırır. Samimi dostlukların, sohbetlerin vazgeçilmezidir. Ve bu memleket, sabahki bir bardak çayını içmezse güne asla başlayamayacak olan insanlarla doludur. Bu kutsal içecek olan çayın yetiştiği havayı solumaktan, onunla iç içe yaşamaktan, Rizeli olmaktan, bir bardak çayın demiyle diyar diyar dolaşıp tüm yüreklere dokunmaktan onur ve gurur duyuyoruz.